قصة الضيف الظريف قصة قصيرة رائعة ومشوقة مترجمة الى اللغة التركية 

قصة قصيرة رائعة ومشوقة  قصة الضيف الظريف مترجمة الى اللغة التركية

قصة الضَّيّفُ الظَّرِيفُ

الضَّيّفُ الظَّرِيفُHoş Misafir
 اِسْتَضَافَ رَجُلٌ صَدِيقًا فِي بَيْتِهBir adam bir arkadaşını evinde misafir etti.
وَ كَانَ عَلَى مَائِدَةِ العَشَاءِ بَطَّةٌ سَمِينَةٌ … Ve akşam sofrası üzerinde etli bir ördek vardı. 
: … قَالَ الرَّجُلُ فِي ضَيْفِهِ مُدَاعِبًاAdam misafirine şaka yaparak dedi:
! .. اِقْسِمْ بَيْنَنَا البَطَّةَÖrdeği bizim aramızda paylaştır!
: … ضَحِكَ الرَّجُلُ وَ قَالَAdam güldü ve dedi:
… هَلْ تَقْبَلُونَ قِسْمَتِي؟Benim paylaştırmamı kabul eder misiniz?
… قَالُو جَمِيعًا: نَعَمْ، نَقْبَلُ قِسْمَتَكَHepsi dediler: Evet senin paylaştırmanı kabul ediyoruz.
: … قَطَعَ الضَّيْفُ رَأْسَ البَطَّةِ، وَ قَدَّمَهَا لِصَدِيقِهِ قَائِلاًMisafir ördeğin başını kesti ve onu arkadaşına (şöyle) söyleyerek sundu:

… هَذِهِ الأُسْرَةُ أَنْـتَ رَأْسُهَا، فَلَكَ الرَّأْسُSen bu ailenin başısın, (ördeğin) başı senin içindir.

قصة الضيف الظريف

: … وَ قَدَّمَ جَنَاحَيْهَا لِوَلَدِي الرَّجُلِ قَائِلاًOnun iki kanadını adamın iki çocuğuna (şöyle) söyleyerek sundu:
… أَنْتُمَا جَنَاحَانِ، فَلْجَنَاحَانِ لَكُمَاSiz ikiniz (ailenin) iki kanadısınız, iki kanat ikiniz içindir.
: … وَ قَدَّمَ سَاقَيْهَا لِبِنْتَيِ الرَّجُلِ قَائِلاًVe onun iki ayağını adamın iki kızına (şöyle) diyerek sundu:
… أَنْتُمَا السَّاقَانِ، فَالسَّاقَانِ لَكُمَاSiz ikiniz (ailenin) iki ayağısınız, iki ayak ikiniz içindir.

: … وَ قَدَّمَ عَجُزَهَا لِزَوْجَةِ الرَّجُلِ، وَ قَالَ لَهَا ضَاحِكًاAdamın karısına onun budunu takdim etti ve gülerek ona dedi:
… هَذَا لَكِ، اَلْعَجُزُ لِلْعَجُزِ، وَ بَاقِي البَطَّةِ لِيBu senin içindir, Bud ihtiyar içindir, ve ördeğin geri kalanı benim içindir.
… وَ فِي اللَّيْلَةِ التَّالِيَةِ أَعَدَّتْ رَبَّةُ البَيْتِ خَمْسَ دَجَاجَاتٍErtesi günde evin hanımı beş tavuk hazırladı.
: … قَالَ رَبُّ البَيْتِ لِضَيْفِهِEv sahibi misafirine dedi:
! … هَذِهِ خَمْسُ دَجَاجَاتٍ، اِقْسِمْهَا بَيْنَنَاBu beş tavuktur, onu bizim aramızda paylaştır!
: … ضَحِكَ الرَّجُلُ وَ قَالَAdam güldü ve dedi:

قصة الضيف الظريف

… عِنْدِي قِسْمَةٌ زَوْجِيَّةٌ، وَ قِسْمَةٌ فَرْدِيَّةٌ، وَ لَكُمُ الخِيَارُBende çiftli ve tekli paylaştırma (vardır) seçmek size (aittir).
… قَالُوا: نُرِيدُ القِسْمَةَ الفَرْدِيَّةَDedikler ki: Tekli paylaştırmayı istiyoruz.
: … قَالَ الضَّيْفُ لِرَبِّ البَيْتِKonuk ev sahibine dedi:
… أَنْتَ وَ زَوْجَتُكَ وَ دَجَاجَةٌ ثَلاَثَةٌSen ve eşin bir de tavuk üç
… وَ وَلَدَاكُمَا وَ دَجَاجَةٌ ثَلاَثَةٌİki oğlunuz ve bir de tavuk üç
… وَ بِنْتَاكُمَا وَ دَجَاجَةٌ ثَلاَثَةٌ İki kızınız bir de tavuk üç
… وَ أَنَا دَجَاجَتَانِ ثَلاَثَةٌBen ve iki tavuk üç
… ضَحِكَ الجَمِيعُ مِنْ هَذِهِ القِسْمَةِHepsi bu paylaştırmaya güldü.
… ثُمَّ عَادَ فَقَسَّمَ الدَّجَاجَاتِ بِالعَدْلِSonra tavukları adaletle paylaştırmaya döndü
… وَ قَضَوْا لَيْلَتَهُمْ فِي سُرُورٍGecelerini neşeli geçirdiler